30 Eylül 2013 Pazartesi

Bin Satır Yağmur

Güneşten kaçan ateşten yapılmış 
Zor zamanlardan gelen ütopyaların, 
Ve gözlerinde kopmaya meyilli bir renk. 

Solunda dudağının bir başparmağın bıraktığı iz 
Ucunda çiçek vitaminleri ve yalnız 
Susamış tebessümler sunuyorsun 
Bana ve herkese 

İlk veda tuzluluğunda, onunla aynı yerde 
Bir sigaradan kül düşürme isteği gibi 
Doğuyorsun bütün gecikmelere. 
Kolları kısa kalmış bir aşkı çekiştiriyorsun 
Avuçlarında koltuk kenarı soğukluğuyla 

Kum saatine karışıyor öfkem iki kemik arasında 
Bir yağmur yağdırıyorsun her yanımız çamur. 
Körfezden uzak evindeki deniz kokusu yağmurun. 
Seninle aynı odada seyretmek binlerce satır yağmuru. 
Bütün kemiklerin açıkça konuşuyor batan güneşle. 
Güneş bazı camlarımıza yansıyor bir kadın gözünden. 

En son konuştuğumuz şey kalır boynunda 
Kurumuş yeşil kokusundan ve sadece kış aylarında öten bir kuşun 
Omzuna konmasından yarattığın boynunda.