Güneşten kaçan ateşten yapılmış
Zor zamanlardan gelen ütopyaların,
Ve gözlerinde kopmaya meyilli bir renk.
Solunda dudağının bir başparmağın bıraktığı iz
Ucunda çiçek vitaminleri ve yalnız
Susamış tebessümler sunuyorsun
Bana ve herkese
İlk veda tuzluluğunda, onunla aynı yerde
Bir sigaradan kül düşürme isteği gibi
Doğuyorsun bütün gecikmelere.
Kolları kısa kalmış bir aşkı çekiştiriyorsun
Avuçlarında koltuk kenarı soğukluğuyla
Kum saatine karışıyor öfkem iki kemik arasında
Bir yağmur yağdırıyorsun her yanımız çamur.
Körfezden uzak evindeki deniz kokusu yağmurun.
Seninle aynı odada seyretmek binlerce satır yağmuru.
Bütün kemiklerin açıkça konuşuyor batan güneşle.
Güneş bazı camlarımıza yansıyor bir kadın gözünden.
En son konuştuğumuz şey kalır boynunda
Kurumuş yeşil kokusundan ve sadece kış aylarında öten bir kuşun
Omzuna konmasından yarattığın boynunda.