22 Ağustos 2017 Salı

Bayat poğaçalar ve çaylar bile güzel oluyor İzmir sabahlarında,
Henüz çıkmamış boyozu beklerken içilen bütün çaylar güzel.
Babamı beklerken içilen bütün çaylar güzel.
Babamla rakı sonrası içilen bütün çaylar güzel.
Benim babam güzel.

Gözkapaklarımın altına saklıyorum babamı,
Bir yol kenarı yamacına oturmuş
Kenarları morarmış yumurtayla kahvaltı eden babamı.
Erzincan dağlarında sürüsünü otlatan babamı.

Dağları seviyorum, babam gibi.
Doğuya gittikçe güzelleşen dağları
Ve yükseldikçe güzelleşen dağları.
Yaz ortasında bile karları erimeyen dağları.

Babamı ve dağları seviyorum.
Emek vermeye alışmış babamı.
Attığı her adımı düz atmaya çalışırken verdiği emeği,
Oğulları başarsın diye verdiği emeği,
Kızı mutlu olsun diye verdiği emeği,
Babamı ve öğrettiklerini seviyorum.

Piyano çalmaz babam, saz çalar.
Dinini sever babam, öğretmeyi sever.
Bilimi sever babam, keşfetmeyi sever.
Yıldızları sever, ışığı sever babam.

Sabahları çayı açık içer, akşamları da.
Gece üçte işe gider babam.
Direksiyon sallar, çocukları sever babam.
Hatırlarım benim sevdiğim patatesli börek için uzattığı yolları.

Bir çay içersin babamla bir de rakı,
Bir hoşkin oynarsın bir de pişti.
Yaşamayı sever babam,
Hak ederek yaşamayı sever.

Var bir anlaşması, ölmeyecek zamanımız gelene kadar.
Benim babam ölmez abicim, benim babam devam eder.
Tavanda yatarken yıldızları anlatmayı sever babam,
Ölmeyecek benim babam.
Bir yıldız nasıl ölmezse gözümüzde, öldükten sonra bile,
Ölmeyecek benim babam.

1 Ağustos 2017 Salı

Türkçe çeviri çabaları // The Carbonfools - Keep Breathing

Just stay alive keep breathing
Sadece nefes almaya ve yaşamaya devam et

Born in love and filth
Aşk ve pislik içinde doğ

In the fires burning down the houses that your fathers built
Ateşler babanın yaptığı evi yakıyorken.

Just stay alive keep breathing
Sadece nefes almaya ve yaşamaya devam et.

Save your mother's silk
Annenin ipeğini kurtar.

Take it farther from the flames, soak it in her milk
Alevlerden uzağa götür ve onun sütüyle yıka

Cause I,
Çünkü ben

I know, baby we're not safe, we're not fine again
biliyorum, bebeğim güvende değiliz, tekrar iyi olmayacağız

Butt now, just lay low, maybe, baby,
Ama şimdi, sadece geri çekil, belki, bebeğim.

We can wash away the guilt
Suçluluğu temizleyebiliriz.

Never tried what it's like to hide
Hiçbir zaman saklamaya çalışmadım

Often been the one to put the pain aside
Acıyı uzaklaştıran olduğumu.

No one knows the real you
Kimse gerçek seni tanımıyor.

They just push to the point of breaking you
Onlar sadece seni kıracak noktaları zorluyorlar.

Your skin looks rough, unbreakable
Tenin sert ve kırılmaz görünüyor

and your faith and intellect unshakeable
İnancın ve zekan sarsılmaz

Knowing things that are hard to show
Göstermenin zor olduğu şeyleri bilmenin

The unrest makes you feel like you're about to blow
Yorgunluğu, sana patlayacak gibi hissettiriyor

But enough you paid with hurt and woe
Ama acı ve kederle yeterince ödedin

The legacy of pain's written on the door
Acının mirası kapılara yazıldı

With tiny hands mind made to glow
küçük ellerle, aklı uçuran

By the kid who once was too young to grow
bir zamanlar çok genç olan büyümüş bir çocuk tarafından

So you'll never gonna break,
Bu yüzden asla kıramayacaksın.

Never gonna cry
Asla ağlamayacak.

The stamp of a man whom you can't decry
Azarlayamayacağın bir adamın damgası 

And your faith in yourself will never hang on a wire
ve kendine olan inancın asla bir kabloya asılmayacak

Singin' hopeless by the fire
ateşle umutsuzca şarkı söylüyor

Singin' hopeless by the fire,
Ateşle umutsuzca şarkı söylüyor

That's why we built this pyre,
Bu odun yığınını bu yüzden yaptık

Now all the children are standing here
Şimdi bütün çocuklar burada duruyor

Singin' hopeless by the fire.
Ateşle umutsuzca şarkı söylüyor