14 Aralık 2016 Çarşamba

Merih

Şimdi, kışın ilk akşamları
Kedi tüyleriyle dolu koltukta
Bahçenin en uzak noktasına anlatılıyorum.
Bahçe bana sigaramı uzatıyor.
Bahçe, yarattıklarının en beklenmediğini bana sunuyor.

Kollarımda uçurumlarla dolu bir kadın var.
Bu kadın,
Benimle uyuyan,
Saçlarımdan heykeller yapan,
Kuruduğumda kabuklarla hayata döndüren,
Yokuş aşağı baktığımda beni iten merhamettir.

Yerçekimine karşı salıncaklar yapıyorum
Bir şiirde "merih" kelimesi geçiyor onunlayken,
Baktığım bütün kırmızılar göğün renkleri gibi tanıdıklaşıyor.
Nedir dese bu merih,

-Saçlarından başlayacak bir devrim
Aynı renkte kanlar ve ojeler bulunacak tırnaklarında ve
Geceleri güneydoğu ufkundan, sabah kızıllığına
Gözleri bal rengi bir kızın gezegeni inecek
Uzayın elçisi olarak.-

Nedir diyor bu merih,

-Göğün ikinci katı,
Bakırdan kızıl çalan yıldız,
İmkansız mücadelelerin aşığı.-

Ama diyor, ben neresindeyim bu merihin,
Nasıl tutulur bu, nasıl gidilir oraya.
Çek tabureni yanıma,
Çiçekler ekelim işlek yolların asfaltlarına,
En az iki defa ölmeden gidilmez oraya.