22 Temmuz 2016 Cuma

Kararlı

yerde bulduğun gazı kaçmış uçan balon
hala rüyalarımda.
bütün şehirlerde dönme dolaplar göz kırpıyor bana.
yeni bir mağaza açılışında çocuklara dağıtıyorum
senden kalan ne varsa

henüz yivsiz bir tüfek kadar kararlıyken tanıdım
şimdi ağzından çıkan bütün mermiler
tam gitmesi gereken yere gidiyor
parçaladığın dokular eskiden senin dokundukların
senin dokudukların

şimdi beni unuttuğun bu yerde
sol elim montumun cebini işgal ederken
senden kurtarmaya çalışır gibi çekiştiriyorlar
erken havlu atmayacağım
teslim olmayacağım

senin mutsuzluğunu
bu adımlarla sayılamayacak mesafede duyuyorum
aynı sokakların neminde.
kolay geçmiyor bıraktığın.
boynundan kopan cam kırıkları asılı havada

avuç dolusu kahramanlık hikayem var şimdi
ama sen yoksun
sağda solda anlatacak halim yok
hepsinden vazgeçiyorum, her gece,
aynı cümleyle başlıyorum
"bugün de tam nerede kalmışsam"

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Bir geminin dümenine bağlanmışım gibi zeytin ağacına çıkmaya çalışan iki haftalık kediyi izliyorum. O düştükçe ben ters dönüyorum, belki yirmi yıl önce benim ayağımı koyduğum yere zıplıyor. Büyüttüm ağacımı al senin olsun diyorum ne kadarını anladığının bir önemi yok. Ben bunları kime söylediysem ne kadarını anladığının bir önemi yoktu. Herhangi bir son söze gerek olmadığını çok iyi biliyorsun sen de. "hem sen tanırsın beni, ne yapsam ne söylesem o geç kalmışlık hissi"  

Biraz yaşlandım. Biraz saçlarım seyrekleşti. Şarkıda da dediği gibi. Son defa yenilsem sana diyor, son defa yenilmek diye bir şey olamaz, son defa kazanmaktır o. Senin uyuyamadığın bir sabaha benziyor bu söylediklerin. Ben hep olduğu gibi aynı şehrin uzun yollarına gidiyordum, sakallarım uzamış kesin laf edecekler. Bak bu pakete dökülen tütünü toplayıp yakmama benziyor ve mutlaka birileri bir şeyler söylüyor.

Neden o yargılayan ses tonunla bana kızmıyorsun bunların son olduğunu söylerken. Seninle hiç uyumadığımı, seninle hiç şuralara gitmediğimi, seni şuna götürmediğimi söylediğin gibi neden değil bu? Bana olan kızgınlığından bir son hazırla. Saatleri saymıyorsun artık, istediğini aldın. "bulabildin mi sonunda hep anlattığın o meşhur huzuru" 

Ekim ayının sonuna yaklaşıyorduk ve hatırlıyorsundur neler yaptığımı. Vitamin eksikliğinden unutmalarına rağmen bunları hatırlıyorsun. Kıvrılırken koltuğuna bir rüya hatrına bunlar aklına gelsin istiyorum. Bir kaç yıla kendi evine gideceksin ve bütün sayfalarını bir daha hiçbir zaman okumayacaksın pesüs şiirinin. İçinin rahat etmediğini, burada, senden hiçbir şey duymama gerek kalmadan anlayabiliyorum. Ben, burada, bir nisan gecesi kendimi sigara dumanına boğmaya çalıştım, seni en güzel burada anlarım.

Sen içeri girerken şık latife çalan yere gideceğim, o eski takılığa göz koyduğun yere gideceğim. Her şeyi hatırlamamın bu zehirli yapısını tekrar hissedeceğim. İyi ki daha fazla anı bırakmamışız bu şehirde. Binemediğin dönme dolap her yerden görünüyor. İyi ki binmemişiz. Açtığımda ağladığın her telefon konuşmasını hatırladığım için aramalardan soğurken, senin canını acıtmayı hiç istememişken bulduğum yağmurda kalmış yavru kedi olarak geri dönersen kocaman avuçlarıma, göğsünden hiçbir kemiğe dokunmadan tutacağım seni. Herkese şiir okumayacak, lavantayı gömlek cebimde taşıyacağım ve hep aynı postanenin önünde geçeceğim her hafta. Hoşçakal.

7 Temmuz 2016 Perşembe

bütün evde olmayanlara

köşede son bir kez el sallamanı bekliyorum.
tahta bir bavulun boş ağırlığını taşıyarak
iyi, kötü ne varsa
apartman girişindeki aynadaki aksime bıraktım
bungun kelimesinin anlamını bile.
"trenim gecikmeli, yüreğim bungun"

her yüzü tanıdım bu olmadığına inandığım yerde
kaç yıl geçtiyse her tütünün tadını öğrendim
bütün sonradan öğrenilmişlikleri,
ileriye bakmanın büyüsünü ve büyüyüşünü,
karanlıkta uyuyamazken yarattığın evlerin
yıllardır bakılmamış bahçelerine bıraktım
"dolanıp duruyorum ortalıkta"

kapılar suratıma çarpılıyor, sabah 05:14
yeni açılacak hiçbir şeyin olmadığı bir yazın kutlaması olarak
bütün ağırlıklarıyla birlikte yaşımı,
kedini ve seni,
geri dönen mektuplarımın üzerindeki
alıcı adresinin posta kutusuna bıraktım.

senin ilçenin nergis sokağına.
bilmem ne camisinin iki yan sokağına.
baraka'nın sokağına.
tekel taksinin karşı sokağına.
önünde ufak bir palmiye olan evin sokağına.
içtiğimiz şarapların hatrı kalmış
bütün sokaklara teşekkür ederim
evde olmadıkları için.