12 Nisan 2019 Cuma

Ölü dil

Yıkılsın şehirler,
Kan dolu gözlerin asılsın panolara,
Bir isyanın fotoğrafı olarak.
Sana ölü bir dilden cümleler getiriyorum.
İçine çekilmiş bir salyangozu,
Bacakları kırılmış bir çekirgeyi,
Bir de Attila İlhan'dan iki romanı.
İçinde hissettiğin ölümlerle,
Yabancı bir şehirde yabancılaşırken
Kartaca'dan Endülüs'e uzanan tarihi düşün.
Mısır piramitlerini düşün.
Hep yerinde kalanları düşün.
Düşün ki, durmak yalnızca ölülere ve eşyalara mahsustur.
Toprak bile hareket eder,
Ve bil ki; bundan yıkılacak şehirler,
Kan dolmuş gözlerin, hareketsizken,
Asılacak sokaklara,
Karşılıklı balkonlardan gerilmiş iplerle.

Sana ölü bir dilden bahsediyorum.
Igni ferroque,
Bana bıraktığın yanık toprakların acısından
Uyuyamıyorum.
Zehirlediğin kuyulardan çekiyorum her sabah,
Bütün bir güne yetecek güvensizliği.
Yıkılacak şehirler,
Ölü bir dilden cümleler yazıldığında duvarlara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.